Farklı kültürler: Hint ve Çin dinleri




Çeşitli inanç sistemleri, dünya genelinde farklı kültürlerin ve toplulukların tarihinde önemli bir yer tutar. Caynizm, Sihizm, Konfüçyanizm, Taoizm ve Şintoizm gibi inanç sistemleri, Asya kökenli olmalarına rağmen farklı zaman dilimlerinde gelişmiş ve etkili olmuşlardır. Her biri kendi tarihçesi, temel prensipleri ve günümüzdeki etkileri bakımından benzersizdir. Mesela, Konfüçyanizm, Çin'de ve diğer Doğu Asya ülkelerinde toplumsal düzen ve etik değerlerin temelini oluştururken, Şintoizm, Japonya'da yaşamın her yönünü etkilemektedir. Bu inanç sistemlerinin tarihçesi ve günümüzdeki etkileriyle ilgili kapsamlı bir yazı, bu kültürlerin derinliklerini ve inanç sistemlerinin insan yaşamı üzerindeki büyük etkilerini keşfetmeye yardımcı olabilir. Her biri kendi benzersiz tarihsel gelişimine ve günümüzdeki toplumsal, kültürel ve dini etkilerine sahip olan bu inanç sistemleri, insanların dünya görüşlerini ve yaşamlarını şekillendirmeye devam etmektedir.


CAYNİZM


Caynizm aslında Budizm gibi Hindistan Yarımadası'nın kuzeyinde milattan önce 6. yüzyılda ortaya çıkmış bir dindir. Hinduizm'in kast anlayışına ve kanlı kurban törenlerine karşı farklı bir yaklaşımı temsil eder. Tarih boyunca evrensel bir din haline gelmemiş olsa da Hint alt kıtasında varlığını sürdürmüş ve temel prensip olarak ahimsa kavramını benimsemiştir. Ahimsa, canlı ve cansız her şeyin bir ruha sahip olduğu ilkesini ifade eder. Caynizmin kurucusu ya da sistematize eden kişi olarak kabul edilen, kşatriya kastına mensup bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen, ancak anne ve babasını ardışık olarak kaybettikten sonra riyazet hayatına başlayan birisidir.


Ayınlanmış ve "Jina" olarak bilinen Mahavira'ya büyük kahraman unvanı verilmiştir. Caynizm’in altın çağını yaşadığı dönemde, "digambara" yani çıplaklar ve "svetambara" yani beyaz giyinenler olarak iki farklı grup oluşturduklarını görmekteyiz. Temel inançlarına bakıldığında, Tanrı fikrine karşı çıktıkları ve ateist bir yapıya sahip oldukları söylenebilir. Onlara göre, canlılık ve ruh sadece insanlar, hayvanlar ve bitkilerde değil, aynı zamanda taş, kaya, ırmak, dere gibi nesnelerde de bulunur. Geleneksel ahimsa kuralının, cayizminin yeryüzündeki hemen her varlığı içine alacak şekilde genişletilmesinin temelinde de bu anlayış yatmaktadır. Caynist din adamları, soğan, turp, sarımsak, patates gibi sebzeleri vejetaryan diyetin dışında tutarlar ve adım atacakları yeri önce süpürmeli ve ağızlarında maske ile dolaşırlar.



Triat ismi verilen üç mücevherden bahsedebiliriz; doğru iman, doğru bilgi ve doğru davranış. Doğru davranış kavramı altında, öncelikle ahimsa yani öldürmeme, satya yani doğru sözlülük, asteya yani çalmama, brahmacharya yani cinsel ilişkiden uzak durma, aparigrahadan yani kanaatkar olma gibi yükümlülükleri temel kuralları olarak ele almışlardır. Bireysel çaba esastır, ve Tanrı veya başka bir varlığın yardımı söz konusu değildir. Diğer bir öğretileri ise her hükmün göreceli olduğu anlayışıdır, ve bunu da "syad-vada" öğretisi olarak kabul etmektedirler.


karma ve tenasüh anlayışlarının hakim olduğunu görmekteyiz. Karma, ne ekersen onu biçersin anlamına gelirken, tenasüh ise ruh göçü anlayışını ifade etmektedir. Bu kavramlar, Hinduizm ve bazı diğer Doğu dini ve felsefi sistemlerde önemli bir yer tutmaktadır.



Caynizm ve Budizm arasındaki benzerliklerin biri, her ikisinin de Kuzey Hindistan'da aynı bölgede ve aynı dönemde ortaya çıkmış olmalarıdır. Bu benzerlik, her iki inancın da aynı kültürel ve tarihi arka planı paylaştığına işaret eder.


Vedaların dini otoritesine ve onlardan kaynaklanan dini uygulamalara karşıdırlar. Ayrıca, Hindu toplumundaki geleneksel toplumsal tabakalaşmayı, yani kast sistemini geçersiz ve anlamsız bulmaktadırlar. Alemın yaratılması ve devamında Tanrı veya tanrısal güçlerin rolünü kabul etmezler, nihai kurtuluşun ancak katı bir riyazet hayatı sayesinde gerçekleşeceğini kabul ederler. Nihai aydınlanmaya kavuşan kimsenin dünyevi ve insani sınırlamalarla samsara çarkından ebediyyen kurtulacağına inanırlar. Nihai aydınlanmaya ulaşan kimselere farklı farklı isimler verilmiştir. Bunlar Caynizm ve Budizm arasında ki benzerliklerdir.


 

SİHİZM


Sihizm, Pencap bölgesinde ortaya çıkan bir dindir ve İslam dinini geleneksel Hinduizm ile uzlaştırma çabasına dayanan bir inanç sistemidir. Sihizm'de yaratıcı bir tanrının varlığı kabul edilir, ancak onun ete kemiğe bürünerek yeryüzüne indiğine yani Avatar inancına inanılmaz. Sihizm, Sih gelenekçilerine göre, onlar saf ve sade yaşamları sayesinde tanrının lütfunu kazanmış kişilerdir ve ona gönülden teslim olmuş kişilerdir. Onlar tanrı yolunda ona rehber olan kişiler olarak görülür.  Sihizm'in kutsal metinleri arasında Adi Grant ve Guru Granth Sahib bulunmaktadır. Bu metinler, Sihizm'in dinin gelişimindeki etkilerinin büyük olduğunu göstermektedir.



İnancın sistemlerinde Tanrı anlayışı hakkında bahsedebiliriz. Aslında Tanrı, her şeyin kaynağı olan yegane bir hakikat olarak kabul edilir. Hatta farklı isimlerle anılan tanrının tasvir edilmesi için Ram, Sat, Lohan, Hari gibi isimleri bulunmaktadır. Tanrıyı tanımlarken hakikat dediğimiz Sat zamanın ötesinde dediğimiz Akali,  yeryüzüne inmemiş dediğimiz Ajuni gibi kavramlarla tanrıyı tanımlarlar.  Bunlar içerisinde nam diye isimlendirilen bir tanrının varlığındanda bahsedilir. Ayrıca, insanlar yaratılış gereği mükemmel bir varlık olarak görülür. Ve insan, tanrıyı yürekten sevebilecek ve onu diğerlerinden ayırt edebilecek yeteneğe sahip tek varlık olarak görülür. Samsara çarkından kurtuluşun tek yolu olarak "mukti" kavramını kabul ederler.


Sihizm, karma inancını ve Maya inancını kabul eder. Karma inancı, insanların eylemlerinin sonuçlarına bağlı olarak yeni deneyimler kazanacakları fikrini içerir. Maya inancı ise, geçici maddi dünyayı ve insanın bu dünyaya bağlanmasını ifade eden bir kavramdır. Sihizm'de "Ajuni" adında bir kavram da bulunmaktadır. Ajuni, Hinduizm'in avatar inancını reddeden bir kavramdır. Bu kavram, tanrının farklı bedenlerde dünyaya gelerek insanlık tarihine müdahale ettiği düşüncesini reddeder. Sihizm'in bu inançları, Hindu inançları ile farklılıklar gösterir ve Sihizm'in kendi özgün inanç yapılarına sahip olduğunu gösterir.


Sih inancında belirli gün ve vakitlerde ibadet etme zorunluluğu bulunmamakla birlikte, istenilen zamanlarda ve toplu halde ibadet etmek mümkündür. İbadet hanelerine gitmeden önce banyo yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Ayrıca Sihizm'de on gurudan bahsedilmektedir. Sihizmdeki kurtuluşun da mukti olarak isimlendirildiği ifade edilmektedir.



Kalsa Teşkilatı, Sih inancında askeri karakterli bir kardeşliği ifade eder. Bu teşkilatın üyelerinin uzun saçları kesmemeleri(kesh) gerekmektedir ve günde iki kez tarakla taranmaları önemlidir. Kangha adı verilen bir tür tarak taşıma geleneği bulunmaktadır. Bununla birlikte, Kırpan adı verilen bir hançerin mutlaka taşınması gerekmektedir ve bu aynı zamanda asaletin bir sembolüdür. Kara adı verilen çelik bilekliklerin takılması da koruma amacıyla yapılmaktadır. Ayrıca, iç don giyme geleneği olan "kachera” olarak ifade edilir. ve bu da tamamen iffeti temsil eden bir durumdur.


Her  sih’te bulunması gereken beş erdem(beş silah) dediğimizde memnuniyet, hayırseverlik, şefkat, tevazu ve olumlu tutumlardır. Aynı zamanda her sih’in yenmek zorunda olduğu beş kötülük(beş hırsız) ise benlik, öfke, hırs, şehvet, maddi bağlılık olarak ayrılır. 


Sihlerin 4 büyük 6 küçük günahtan uzak durması gerekmektedir. Büyük günahlara bakıldığında saçları kesmek. 

islami usulle kesilen hayvanı yemek, zina etmek, tütün kullanmak büyük günah olarak görülür. Küçük günahlar ise kalsha dışından biri ile yemek yemek, çocuğunu maddi kazanç için evlendirmek, prensiplere uymayan törenler yapmak, uyuşturucu kullanmak, saçları griye boyamak bunlarda 6 tane küçük günah olarak görülür. Bir sih bunlardan uzak durmak zorundadır. 



Sih inancında meditasyona da önem verilir ve buna “Nom Simran" adı verilir. Ayrıca, günlük yaşamda uzak durulması beklenen dört kavram bulunmaktadır. Bunlardan biri "kul" kavramıdır. Bu kavram, iyi doğumlardan gurur duymayı ve kötü doğumlardan utanç duymamayı ifade eder. Diğer bir kavram "karm"dır ve ritüellere değil samimi niyete önem verilmesini ifade eder. "Darm" kavramı ise, evrensellikten ziyade yerel olanı önemsememeyi ifade eder. Son olarak, "kirt" kavramı, iş ve görevlerle ilgili yanılgıya düşmemeyi ifade eder. Örneğin, kumar, sigara ve alkol gibi konulardan uzak durulması bu kavramlarla ilişkilendirilir. Bu kavramlar Sih inancında günlük yaşamda uzak durulması gereken şeylerdir.


Sihizm ve Hinduizm arasındaki benzerlikleri ve reddettikleri yönleri ele alacak olursak, Sihizm’in kabul ettiği hususlara baktığımızda, kesh kavramı yani saçın uzatılması Sih inancında önemli bir yere sahiptir. Sihizm, insanoğlunun çektiği acının ana nedeninin cehalet olduğunu vurgular. Ayrıca, karma kavramı da Sih inancında önemlidir ve insanoğlunun ektiğini biçeceği anlayışını ifade eder. Sihizm, tenasüh kavramını kabul eder ve ruhların, görevlerini yapmayan ruhların beden değiştirdiğini ifade eder. Ruhların cahil, salih ve kamil oluşlarına göre gidecekleri yerin değişeceğini belirtir. Ayrıca sihler de Hindular gibi ölü yakıp külünü suya atarlar. Hinduizm inançlarına baktığımızda tapınak kenarlarında havuzlar bulunması, yoga, meditasyon, festivaller gibi öğeler Hinduizmin Sihizm ile ortak yönleridir.


Sihizm ve Hinduizm arasındaki reddettikleri durumlar da bulunmaktadır. Örneğin, Sih inancı, Hinduizm'in kabul ettiği Avatar anlayışını reddeder ve onun yerine Ajuni anlayışını benimser. Ayrıca, politeizm anlayışını reddeder ve tek tanrılı bir inanca sahiptir. Kanlı kurban ritüellerini reddeder ve ateş sunularını puja olarak adlandırılan bir veya daha fazla Tanrıya adanmışlığı reddeder. Sih inancı ayrıca puta tapmayı, bireysellik, inziva ve riyazeti (manevi disiplin ve çaba), dilenciliği, uğurlu evlilik tarihlerini ve buna benzer durumları reddeder. Bu noktalarda Sihizm ve Hinduizm'in ayrıldıkları noktalar olarak görülmektedir.


Sihizm ve İslam arasında benzerlikleri ve farkları ele alacak olursak, Sih inancının İslam'dan kabul ettiği hususlara baktığımızda, Sih inancının tek tanrı inancını, Tanrı'nın sıfatlarını ve niteliklerini, Tanrıya adanmayı, ihlaslı olmayı, cenaze sonrası kutsal metinleri hatmetmeyi, secde etmeyi, sadaka verme ve  miracı  aynı zamanda insan yaratılmışların en yücesidir cümlesini ve hepsini  kabul ederler. Ancak, Sih inancının reddettiği bir husus olarak, İslam'da önemli bir yer tutan ahiret inancını kabul etmemesi belirtilmektedir. Bu, Sihizm ve İslam'ın potansiyel bir farklılık noktası olarak görülür. 



KONFÜÇYÜNİZM



Konfüçyanizm, Çin'in yerli ve milli dinlerinden biridir ve genellikle dini ahlaki prensiplere dayalı bir inanç sistem olarak kabul edilir. Konfüçyanizm'in amacı, ideal insanlardan oluşan ideal bir toplumun oluşturulmasıdır. Konfüçyanizm, tarihsel olarak Çin Cumhuriyeti tarafından bastırılmaya çalışılmış ve kitapları yasaklanmıştır. Bununla birlikte, inanç sistemlerinde Tanrıya verdikleri önem konusunda "Tien" adı verilen kavram önemlidir. Tien, insanlara yön veren ve onları koruyan bir varlık olarak kabul edilir, ancak ferdi ibadet ve dua zorunluluğu bulunmamaktadır. Konfüçyanizm'in temelinde ahlaki prensiplere dayalı bir yapı bulunmaktadır ve bu inanç sistemi genellikle bu perspektiften ele alınmaktadır.




Konfüçyanizm'de özel bir mabet anlayışı, ruhban sınıfı veya amentüsü bulunmamaktadır. Kutsal metinler önemlidir ve burada bilinmesi gereken iki önemli isim bulunmaktadır.  Bunlar, Wou king(5 klasik) ve Se chou(4 kitap) olarak iki kısımdır.  Konfüçyanizm hakkında temel bilgilerdir. Ayrıca, Konfüçyanizm'in beş temel ilişkisi vardır. Bu ilişkiler şunlardır: idareci-tebea ilişkisi (yönetici ve halk ilişkisi), ebeveyn-çocuk ilişkisi, karı-koca ilişkisi, büyük arkadaş-küçük arkadaş (dostluk) ilişkisi ve büyük kardeş-küçük kardeş ilişkisi. Bu beş temel ilişki, Konfüçyanizm'in önemli bir yapı taşıdır. 


TAOİZM


Taoizm Çin düşünce ve uygulama sistemi olarak ortaya çıkar ve "Tao" yolunu temsil eder. Taoizmin kurucusu olarak Laozi'yi (Lao Tzu) biliriz. Taoizmin temel fikirleri arasında "Wu Wei" prensibi yer alır, yani iş yapmama prensibi. Taoizmin kutsal metinleri arasında "Tao Te Ching" (Dao De Jing) olarak ifade edilen bir eser bulunmaktadır. Ayrıca, ibadetler olarak "Wu Wei" ilkesi de vardır. Wu Wei ilkesi, iş yapmama, hiçbir şeye karışmama ve kibirden uzak durma prensibini içerir. Bu ilke, gerçek mutluluğun ancak bu şekilde mümkün olacağını ifade eder. Taoizm'in bu temel prensipleri insanların hayat ve doğa ile uyum içinde olmalarını vurgular.


Taoizm'in temelinde yin ve yang prensibi bulunmaktadır. Bu prensip, zıtlık ve denge fikrini temsil eder. Taoizm, hayatın zıtlıklarla mümkün olduğunu kabul eden bir kavramı vurgular. Taoistlerin kutsal mekanları arasında "miao" isimli tapınaklar ve "Kung" isimli manastırlar bulunmaktadır. 


ŞİNTOİZM


Şintoizm, Japonların milli ve yerel dini olarak kabul edilir ve en eski dinlerden biri olarak görülür. Şintoizm, Japon geleneklerine saygı ve aileye dayalı bir yaşam biçimi olarak kurulmuştur. Vakit ibadeti gibi belirli günlerin olmaması ve daha çok Kami denilen kutsal güçlere kişisel talepler için ibadet edilmesi, Şintoizm'in temel özelliklerindendir. Şintoizm'in kurucusu olmadığı için belirli bir isimden bahsedilmez, ancak kutsal metinlerinden biri "Kojiki" ve diğeri ise "Nihongi" olarak isimlendirilir. Tanrı ve tanrıçalara "Kami" olarak adlandırılır ve ahiret inancı belirli değildir. 

Yorumlar