BUDİZM: İçsel huzuru ve anlayışı

 


Budizm, içsel huzur ve anlayış arayışıyla öne çıkan bir inanç sistemidir. Budizm’in temel prensipleri arasında acı ve huzursuzluğun kaynağını anlama, zihinsel dinginlik ve iç huzurun geliştirilmesi yer alır. Budizm uygulayıcıları, meditasyon ve öz farkındalık yoluyla içsel dinginlik ve anlayışı geliştirmeyi hedefler. Bu inanç sistemi, insanların içsel dünyalarını keşfetmelerine, acıları azaltmalarına ve diğerlerine empatiyle yaklaşmalarına yardımcı olur. Budizm, bireyin ruhsal gelişimi ve içsel huzurunun yanı sıra evrensel sevgi ve anlayışın yayılmasını da teşvik eder. Budizm’in öğretileri, insanların içsel huzur ve anlayış arayışlarında rehberlik etmektedir.


Budizm, milattan önce 6. yüzyılda Kuzey Hindistan'da yaşadığı kabul edilen Siddharta Gautama Sakyamuni öğretilerine dayalı olarak gelişen bir inanç sistemidir. Bu inanç sistemi, mensupları tarafından Budizm olarak adlandırılır ve günümüzde dünyanın dört bir yanında mensupları bulunan ve en hızlı gelişen dinlerden biri olarak bilinir. Bu inanç sistemi, her türlü maddi imkana sahip olmasına rağmen hayatta aradığı mutluluğu bulamayan ve sürekli arayış içinde olan bir genç olarak tanımlanır.


Nepal sınırlarında yaşayan biri olan Buda, Sakya Krallığında prens olarak dünyaya gelmiştir. Bu gençin adı Siddhartha'dır. Aslında soyadı Gautama, unvanı da Sakyamuni’dir. 29 yaşına kadar sarayda büyük bir rahatlık ve konfor içerisinde yaşamıştır. Ancak yaşlılık, hastalık ve ölüm gibi dünya hayatının kaçınılmaz olayları karşısındaki kaygısı onu arayışa sevk etmiş ve bu süreç onun sarayı ve ailesini terk ederek münzevi bir hayat tarzını benimsemesiyle sonuçlanmıştır. Siddhartha, 6 yıl boyunca katı bir riyazat hayatı sürdürmüş ve bunun sonunda bu hayatın acı ve sıkıntıları için bir çözüm olmadığı sonucuna ulaşmıştır. Bunun üzerine, kendisinin orta yol olarak tanımladığı aşırı rahatlık ve katı münzevilikten uzak 8 dilimli yolu keşfetmiştir.


Buddha, 8 dilimli yolu keşfetmiştir ve bu yolu izleyerek 36 yaşındayken tüm hayatını kapsayan acı ve ızdırap kaynağını bulmuş ve bundan sonra Eren ya da Ermiş manasında da Buda lakabıyla tanınmıştır. Buddha'nın hayatına dair de çok ilginç anlatılar bulunmaktadır. Bunlardan biri mitolojik bir anlatımdır. Buna göre, Buddha dünyaya gelmeden önce Tusi cennetinin 33 katında yaşayan tanrısal bir varlıktır ve insanlara olan düşkünlüğü ve merhametinden dolayı onlara hayatın kötülükleri ve sıkıntıları karşısında çıkış yolunu göstermek için aslında belli bir süre insan bedeninde yaşamıştır.


Bir anlatıya göre, Buddha'nın annesi Mahayana bir gece rüyasında semavi varlıklar tarafından Himalayalar'daki bir göle götürülüyor. Orada banyo yaptırıldıktan sonra çevresine ışıklar saçarak gökten inen ve hortumunda Nilüfer çiçeği taşıyan beyaz bir fil yanına geliyor ve sağ tarafından karnına giriyor. Ertesi gün rüyasını yorumlattığında kendisine evrensel bir hükümdar ya da rehber olacak bir oğlan çocuğuna hamile olduğu söyleniyor. Bu görüşü daha çok benimsemiş olanlar, aslında Budizm ve Buda diye anılan kimsenin tanrısal cevherin dünyadaki avatarlarından sadece biri olduğuna ve ne kadar insan suretine görünse de aslında tanrısal bir varlık olduğuna inanıyorlar.


Budizm'in kutsal metinlerinde, “Pali Kanon” olarak adlandırılan ve Tripitaka olarak da bilinen önemli bir kaynaktan bahsedelim. Tripitaka, yani "Üç Sepet", Vinaya Pitaka, Sutta Pitaka ve Abhidhamma Pitaka olarak bilinmektedir. Vinaya Pitaka, manastır kurallarını ele alırken, Sutta Pitaka Buddha'nın vaazlarını içermektedir. Abhidhamma Pitaka ise felsefi açıklamaları içeren bir kitaptır. Bu metinler, Budizm'in temel prensiplerini içeren önemli bir kaynaktır ve Budizm'i anlamak için Tripitaka'nın önemi büyüktür.


Budizm'e özgü inanç esaslarından biri olan bağımlı varoluş yasası, yaratıcı bir fikir içermez. İlk dönemlerde, varlığın kendiliğinden veya yokluktan tesadüfi bir biçimde varoluşu kabul edilemezdi. Budizm'e göre her şey görecelidir. Bu durum, Budizm'de 12 Halkalı Nedensellik veya bağımlı varoluş yasası olarak tanımlanmaktadır. Nedensellik ilkesinin ilk ve temel halkası avidya'dır. Avidya, eşyanın hakikatine dair yanılgıyı ve cehaleti ifade eden bir kavramdır. Budizm'e göre, her türlü varoluşun yanı sıra hayattaki acı ve ıstırabın nedeni de avidya olarak görülmektedir.


Dört temel hakikat, Budizm'in temel öğretilerindendir. Bunlar şunlardır: 


Yaşam acı ve ıstırap doludur: Budizme göre yaşam, acı ve ıstırapla doludur. Bu, dünyevi varoluşun temel özelliğidir.


Acı ve ıstırapın nedeni arzulardır: Acı ve sıkıntıların temel nedeni, insanın arzuları ve tutkularıdır.


Acı ve sıkıntıları sona erdirmek arzulardan vazgeçmekle mümkündür: Acı ve sıkıntılardan kurtulmak, arzuları bırakmaya bağlıdır.


Arzulardan kurtulmak sekiz dilimli yolu izlemekle mümkündür: Arzulardan kurtulmak için izlenmesi gereken yol sekiz dilimli yoldur. Bu yol, Budizm'in temel öğretilerinden biridir ve kişinin doğru kavrayış, doğru niyet, doğru konuşma, doğru eylem, doğru yaşam, doğru çaba, doğru dikkat ve doğru konsantrasyon gibi pratiklerle ruhsal olgunluğa ulaşmasını sağlar.


Bu öğretilerle ilişkilendirilen sembolik bir nesne olarak da bahsedilen çark, Budizm'de önemli bir semboldür ve genellikle Dharma Çarkı olarak adlandırılır.


Budizm'de Sekiz Seçkin Hakikat ve Sekiz Dilimli Yol gibi önemli öğretiler bulunmaktadır. Dört Seçkin Hakikat ise şunlardır:


Dukkha (Acı, tatminsizlik): Budizm'e göre yaşam acı ve ıstırap doludur. Bu acıyı kabullenmek, Budizm'de önemli bir adımdır.


 Samudaya (Acının kökeni): Budizm'e göre acının kökeni, arzular ve bağlılıklardır. Arzuları anlayarak ve azaltarak acının kökeniyle başa çıkılabilir.


Nirodha (Acının sona ermesi): Acının sona ermesi, arzuların azaltılması ve anlayışın geliştirilmesiyle mümkündür.


Magga (Sekiz Seçkin Yol): Doğru anlayış, Doğru karar, Doğru konuşma, Doğru hareket, Doğru kazanç(meslek), Doğru çaba, Doğru dikkat ve tefekkür, Doğru konsantrasyon, ve Meditasyon olarak 8 yol vardır. 


Sekiz Dilimli Yol, Budizm'in temel öğretilerinden biridir. Bu yolda ilerlemek, kişinin ruhsal olgunluğa ve nihai olarak aydınlanmaya ulaşmasını sağlar.


Budizm'de üç temel inanç sistemine "Triatna" denir ve bu üç mücevher olarak kabul edilir. Budist amentüsü olarak bilinen bu inanç sistemleri şunlardır:


"Budaya sığınırım": Budizmde bu ifade, aydınlanmış olan Budaya'ya sığınmayı ifade eder.


"Dharma'ya sığınırım": Budizmde Dharma, öğreti ve evrensel düzeni temsil eder. Bu inanç, Dharma'ya sığınmayı ifade eder.


"Shangha'ya sığınırım": Budizmde Shangha, Budist topluluğu veya cemaati ifade eder. Bu inanç ise Shangha'ya sığınmayı ifade eder.


Bunun yanı sıra Budizm'de karma ve Nirvana gibi inançlar da önemlidir. Karma, insanın mevcut yaşamının ve geçmiş hayatlarının eylemlerinin bir sonucu olduğunu ifade eder. Bu inanca göre insanın yaşadığı durum, geçmişte yaptıklarının sonucudur. Nirvana ise Budizm'de en yüksek ruhsal hedef olarak kabul edilir. Bu, insanın samsaradan kurtuluşunu ve mutlak özgürlüğünü simgeler. Budizm, bu inanç sistemleriyle insanın kendi eylemlerinin sonuçlarını yaşadığına ve samsaradan kurtuluşu hedeflediğine inanır.


Nirvana, Budizm'de sönmek, sakinleşmek anlamına gelen ve nihai kurtuluşu ifade eden bir kavramdır. Bu terim aynı zamanda mutlak aydınlanma haline verilen isim olarak da kullanılır. Budizm'de hedeflenen, samsaradan kurtuluş ve mutlak özgürlüğe ulaşmadır.


Beş Budist Emir, Budizm'in temel etik kurallarını ifade eder. Bu emirler, etik ve ahlaki davranışların önemli bir parçasını oluşturur. Beş Budist Emir şunlardır:


Canlıları öldürmeme

Çalmama

Cinsel ahlaksızlıktan kaçınma

Yalan söylememe

Uyuşturucu kullanmama


Bu emirler, Budistlerin etik ve ahlaki bir yaşam sürmesini teşvik eder. Bu prensipler, Budizm'in öğretilerinden ve toplumda barış ve uyumun sağlanmasından yola çıkar.


Budistlerin ibadetlerine bakıldığında , Budizm de ibadetlerin objesi Buda’dır. İbadet mekanları olarak Vihara denilen tapınakları vardır. Bu mekanlarda ibadet salonu, meditasyon  odası, misafirhane gibi bölümler bulunur. Budizm de toplu yapılan bir ibadet şekli yoktur. Puja adı verilen ve secde, takdim, günah itirafı, hediye vermek gibi bazı aşamaları olan ibadetleri vardır. Evlerinde de ibadet edebilmek için mutlaka bir Buda heykelinin olması gerekir. Bazı Budistlere göre meditasyon ya da derin düşünce kesin ibadet biçimleridir. Bazıları ise günlük yapılan her türlü eylemi ibadet olarak görür. 



 Budistler dua ederken bazen "çakra" adı verilen tekerler ya da "mala" adı verilen tespihleri kullanırlar. Çakra, Budist ibadetinde kullanılan bir tür tekerdir ve mala ise Budist tesbihi anlamına gelir. Bu tespihler, duaların ve meditasyonun bir parçası olarak kullanılır. Tesbihler genellikle 108 taneden oluşur ve meditasyon sırasında odaklanma amacıyla kullanılır. Meditasyon, Budistlerin Nirvana'ya ulaşma amacı için kullandıkları bir uygulamadır. Ayrıca, Budizm'de her şeyin iç yüzünü kavrama kavramı da önemlidir. Konsantrasyon hali, eşyaların gerçek mahiyetini kavrama yeteneğini artırır ve bu da Budistlerin içsel anlayışlarını geliştirme yolunda önemli bir adımdır.



Budizm'in nihai amacı, samsara olarak bilinen tekrar doğma döngüsünden kaynaklanan memnuniyetsizliği ortadan kaldırmak ve tüm varlıkların Nirvana'ya ulaşmasını sağlamaktır. Samsara, Budizm inancına göre varlıkların bu dünya döngüsünde tekrar tekrar doğup ölmesi olarak kabul edilir. Nirvana ise bu döngünün sona erdiği, mutlak kurtuluş hali olarak tasvir edilir.


Budizm de zorunlu bir hac ibadeti yoktur. Nafile ziyaret yerleri Buda’nın hayatına göre şekillenmiştir. Buda’nın doğduğu, aydınlandığı, ilk vaaz verdiği ve öldüğü yerler kutsal mekanlarıdır.


Mezheplerine bakıldığında ise Budizm, genellikle Hinayana ve Mahayana olmak üzere iki ana mezhebe ayrılır. Hinayana mezhebi, Güney Budizmi olarak bilinir ve Sri Lanka, Tayland, Vietnam gibi Güneydoğu Asya ülkelerinde yaygındır. Hinayana, genellikle bireysel kurtuluşu vurgular.


Mahayana ise Kuzey Budizmi olarak bilinir ve Japonya, Kore gibi ülkelerde yaygındır. Mahayana mezhebi, Hinayana'dan farklı olarak daha fazla çeşitlilik içerir ve Çin Budizmi, Zen Budizmi gibi farklı anlayışları bünyesinde barındırır. Bu mezhep, tüm varlıkların Nirvana'ya ulaşmasını savunur ve bu yolla toplu kurtuluşu vurgular.


Budizm, dünyanın her yerinde mensubu bulunan evrensel bir inanç sistemidir. Bu nedenle, günümüzde Budizmin durumu evrensel ve küresel bir nitelik taşır. Her kıtada ve ülkede Budist toplulukları ve tapınakları bulunmaktadır. Bu evrensel varlık, Budizmin farklı kültürler ve toplumlarda kök salmasına ve bu bölgelerin dini, ruhsal ve felsefi hayatını etkilemesine olanak tanır. Dolayısıyla, Budizmin halen dünya genelinde varlığını sürdürdüğü ve etkili olduğu söylenebilir.

Yorumlar